BİN YIL ÖNCESİNDEN GÜNÜMÜZE UZANAN KÜLTÜR KÖPRÜSÜ
İlk kuruluşu 1812 yılına Sultan II. Mahmud Dönemine kadar uzanan Vahîd Paşa Yazma Eserler Kütüphanemiz, ülkemizde 14 ilde bulunan 21 adet Yazma Eser Kütüphanesinden biridir. 2012 yılından itibaren Vahit Paşa İl Halk Kütüphanesinden ayrı bir müdürlük olan Kütüphanemiz Şubat 2019 itibariyle 3355 Cilt El Yazma ve 12.233 Cilt Nadir Matbu Eser olmak üzere 15.000 cildi aşkın eser varlığıyla ülkemizde bu alanda önemli bir yerdedir. 1990’lı yıllarda asılları İstanbul-Osmanlı arşivlerine verilen Kütahya Şer’iyye Sicillerinin 11.000 sayfa tutan Mikrofilmleri kütüphanemizde bulunmakta olup, asıllarının birer kopyaları Osmanlı Arşivlerinden istenmiştir.
Kütüphanemizde yer alan eserlerimiz İslâmi İlimlerden (Tefsir, Fıkıh, Hadis, Akâid, Tasavvuf, Kelâm) Edebiyata, Tarih’ten Tıbba, Astronomi’den Felsefe’ye, Güzel Sanatlar’dan Fen Bilimlerine kadar geniş bir alanı kapsamakta olup, her biri dünya bilim ve medeniyet tarihine damga vurmuş Türk-İslam alimlerinin eserleri olan el yazma ve nadir matbu eserlerimizin ayrıntılı tasnif ve künyeleri çıkarılmıştır.
Orjinalleri günlük belli bir ısı-nem derecesinde; yangın, sel baskını, hırsızlık vb. tehlikelere karşı yüksek güvenlikli modern depolarında muhafaza edilen eserlerimizin dijital kopyaları oluşturulmuş olup, talep eden öğrenci, akademisyen ve araştırmacılar 100 varak’a (2000 sayfa) kadar ücretsiz dijital kopyalarından faydalanmaktadırlar. Ayrıca İstanbul yazmalarından başlanmak üzere yazma eserler basıma hazırlanarak bilim, sanat ve kültür dünyasının hizmetine sunulmaya başlanmıştır.
2015 yılında Ali Paşa Mh. Kütahya Lisesi Cd. No:2’deki 1447 m2’lik 2 katlı Kütahya İl Özel İdaresi eski hizmet binası, Kütüphanemize yeni hizmet binası olarak tahsis edilmiştir. Binanın gerekli bakım onarımı, ayrı ayrı yazma-basma eser depoları, kurs, eğitim, okuyucu salonları ve 224 kişilik konferans salonu, ferah çalışma ve personel odaları ile tanzim ve tefrişatı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızca yaptırılarak kendine yakışan bu yeni hizmet binasında hizmet vermektedir.
Ayrıca Kütüphanemizde; yukarıda bahsedilen ilmi-akademik çalışmaların yanı sıra, halka yönelik İl Milli Eğitim Müdürlüğü Halk Eğitimi Merkezi ile eşzamanlı ve sertifikalı ücretsiz Osmanlıca Kursları ve Hüsn-i Hât Kursları da devam etmektedir.
KÜTÜPHANEMİZİN TARİHÇESİ
Osmanlı’da 19. Yüzyılın ilk yarısında yetişmiş önemli devlet ve siyaset adamlarından biri olan Kilisli Mehmed Emin Vahid Paşa (ö: H.1244/M.1828), Reisü’l-küttab’lık görevinden sonra Kütahya’da bulunduğu 1811–1812 yılları arasında, vakfiyesini de kendi el yazması ile yazdığı bu kütüphaneyi kurmuş ve Hafız-ı Kütüblüğüne Fikri Abdülbaki ve Mehmet Efendileri getirerek H. 9 Ramazân 1226 / M. 27 Eylül 1811 tarihinde halkın istifadesine açmıştır.
Kütüphanenin ilk kuruluş yeri; Kütahya Ulu Camii’nin (Yıldırım Bayezit Han Camii) son cemaat yerinin ana girişe göre sağ taraftaki merdivenle çıkılan , günümüzde Ulu Camii Yaşatma Derneği odası olarak kullanılan küçük bir odasıdır. Vahid Paşa, Kütahya' dan ayrıldıktan sonra da kurduğu kütüphanesine yardımlarını sürdürmüş, Halep ve İstanbul' dan kitaplar göndermiştir. Kuruluş kataloğunda 900 kitabı bulunan kütüphane, kısa sürede 1200 cilde ulaşmış, Mevlevihane ve Molla Bey kitaplıklarının da ilavesi ile bu daha da artmıştır. Daha sonra kapanan Mollabey Kütüphanesi ile Kütahya Mevlevihanesi’nin elyazmaları’da dahil edilmiştir.
1932 yılına kadar Ulu Camiinde faaliyetine devam etmiş, 1932 tarihinden sonra Vali Nusret Bey zamanında günümüzde halen Çini Müzesi olarak kullanılan Germiyan Dönemi İmaret binası Vahid Paşa Kütüphanesi olarak kullanılmıştır. Binanın rutûbet alması nedeniyle bir dönem tarihi el yazma ve eski harfli basma kitaplar harap olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
Zaman içinde okuyucu sayısının ve kitap varlığının artması ile 1981 yılında Kütahya İl Özel İdaresince yaptırılan, Fuat Paşa Caddesinde Eski Hükümet Konağı bitişiğinde bir apartmanın 4.katına taşınmış bir süre sonra ise İstasyon caddesindeki şimdiki Öğretmen Evi’nin 1.katına taşınarak 2001 yılına kadar burada hizmet vermiştir.
2001 yılı Şubat ayında Ali Paşa Mah. eski Maliye binasının 3. katına (Türk Telekom binası yanındaki Menderes İşhanı binası)taşınmış, Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesi’nin 3.katında 70 m2’lik bir alanda hizmet vermiştir.
30.12.2010 tarihinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın kurulmasıyla başkanlığa bağlı olarak Kütahya ilimizde de Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesinden ayrı olarak “ Vahid Paşa Yazma Eser Kütüphanesi Müdürlüğü ” kurulmuştur. 2 Yıl kadar kendine ait bir binası olmadan İl Halk Kütüphanesinin 3.katında 70 m.lik bir alanda hizmetini sürdürmeye çalışan kütüphanemiz, uzun hizmet binası arayışları ve yapılan girişimler sonucu Ali Paşa Mah. Lise Cad.No.2’deki toplam 1447 m2’lik 2 katlı Kütahya İl Özel İdaresi eski hizmet binası Kütüphaneye yeni hizmet binası olarak tahsis edilmiştir. Binanın gerekli bakım onarımı, ayrı ayrı yazma-basma eser depoları, kurs,eğitim,okuyucu salonları ve 224 kişilik konferans salonu, ferah çalışma ve personel odaları ile tanzim ve teşrifatı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızca yaptırılarak 05.10.2015 tarihinde, kendine yakışan bu yeni hizmet binasına taşınmıştır. Kütüphanemizin başlıca faaliyet alanı bu el yazma ve matbu eserlerin modern depolarda korunarak gelecek nesillere aktarılması, ayrıntılı tasniflerinin yapılarak künyelerinin ve dijital kopyalarının oluşturulması , başta İlahiyat, Edebiyat, Türk-İslam Tarihi, Sanat Tarihi, Güzel Sanatlar , Sosyoloji ,Felsefe alanlarında öğrenci ve akademisyenlere Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde kaynaklık yapmaktır.
2015 yılında Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesinden 3242 cilt el yazma ve 6771 adet Nadir Matbu eser varlığı ile ayrılan Kütüphanemizin eser varlığı, başta Eskişehir İl Halk Kütüphanesi Nadir matbu eserleri olmak üzere, Uşak İl Halk Kütüphanesi , Kütahya Müzesi, Uşak Müzesi, Afyon Müzesi, Kütahya Mrk. İmam-Hatip ve Simav İ.H.Lisesinde ve bazı ilçe müftülüklerin de bulunan nadir eserlerin devir alınması ve halktan gelen bağışlarla birlikte , 2019 Ocak ayı itibariyle, en eskisi hicri 4.asır tarihli (Miladi 11.Yüzyıl) olan, 3355 cilt El Yazma, yine en eskisi Hicri 1141 (Miladi-1729) tarihli 12.233 adet Nadir Basma Kitap olmak üzere toplam 15.588 adede ulaşmış olup, İslami İlimlerden, edebiyata, tarih’ten tıbba, astronomi’den felsefe’ye, güzel sanatlar’dan fen bilimlerine geniş bir alanı kapsayan bu eserlerin ayrıntılı tasnifi devam etmekte ve kütüphanemizin eser varlığı her geçen yıl gerek kamu-kurum kuruluşlarından gerekse halktan ve özel kuruluşlardan gelen bağışlarla artmaya devam etmektedir.
KÜTÜPHANEMİZ KURULUŞ KİTABESİ
Kâmûs - ı ilmü irfân sâbık reis-i zişân
Yani Vahîd-i devrân allâme-i zamâne
Misbâh-ı dinü devlet mişkât-ı bezm-i re’fet
Dav-ı sirâc-ı himmet bir fâzıl-ı yegâne
Muhtârı akîlânın bürhân-ı fâzılânın
Mirsâd-ı vâsılanın her tavrı akîlâne
Kıldı o zât-ı vâlâ darü’l kitâb inşâ
Koydu fünûn-ı şettâ lûtf etdi tâlibâne
Tahrîr olundu Aynî nazmu’l–le’âl târih
Cûd-ı Vahîd Efendi yapdı kitâbhâne. Hicrî Sene 1227 (1812)
(Bugünkü bulunduğu yer: Kütahya-Ulu Camiinin ana giriş kapısından girdikten sonra son cemaat yerinin solundaki merdivenle çıkılan küçük odanın kapısı üstünde bulunan kitabedir.)
MEHMED EMİN VAHİD PAŞA, (d.?- ö: H.1244/M.1828)
Mehmed Emin Vahid Paşa , aslen Kilisli olup, asıl adı Mehmed , mahlâsı “Vahid”dir. Küçük yaşta babası ölmüş ve annesi Mahperi Hanımla birlikte İstanbul’a gelmiştir. Annesi, İstanbul’da Osman Hulûsi ismindeki bir Saray Baltacısı (Saray askeri görevlisi) ile evlenmiştir. Kütüphanesinde kullandığı mühüre “ Vahid-i asr Seyyid Mehmed ” ibaresini yazdırmıştır. Mührün altına ise el yazısı ile “Emin” ibaresinin eklendiği görülmektedir. Ayrıca Mehmed Emin Vahid Efendi, H. 19 Şevvâl 1226 / M. 6 Kasım 1811 tarihli vakıf belgesinde kendisini “ es-Seyyid Mehmed Emin Vahid Efendi ibni’l-merhûm es-Seyyid elHâc Ömer Efendi ” olarak tanıtmıştır.
Tahsil hayatına İstanbul’da başlayarak iyi bir tahsil gören Mehmed Emin Efendi öğrenimine devam ettiği Maliye Tahsil Kaleminden ayrılarak önce ” Zecriye Başkâtibi ve Muhassılı” (Vergi Yazıcısı) ve arkasından Galata Voyvodası Topal Halil Efendi sayesinde yükselerek, 1806 senesinde “Mevkûfatçı “ (Vergi Denetmeni) oldu. Bu görevi esnasında, sefir (elçi) olarak Fransa’ya gönderildi. Mehmed Emin Vahid Efendi, 1806-1807 yaklaşık bir yıl süren bu elçiliği sırasında ünlü Fransız İmparatoru Napolyon ile görüşmüş, ancak bu görüşmeden bir sonuç elde edememiştir. Başarısız geçen bu görüşmeler sonrasında İstanbul’a çağrılan Vahid Efendi deniz yolu ile dönmeyi düşünürken Napolyon haber gönderip kendisi ile beraber kara yolu ile dönmesini istemiştir. Böylece Avusturya’ya kadar Napolyon ile birlikte seyahat eden Vahid Efendi, bu vesile ile hem Napolyon’un Avusturya ve Rus savaşlarında bulunmuş, Avrupa şehirleri hakkında izlenimlerini aktardığı “ Sefâretnâme-i Fransa ” adlı eserini yazmış, hem de İstanbul’a Napolyon’un faaliyetleri ve bu muharebeler hakkında bilgiler aktarmıştır.
H.Şevvâl 1222 / M.Aralık 1807 tarihinde İstanbul’a dönüşünden sonra Defter Emîni (Defterdar) olarak görev yapmaya başladı. 1809’da Osmanlı Devleti savaş halinde bulunduğu İngiltere ile “Kalʻa-i Sultânî (Çanakkale) andlaşmasını imzalamış, Osmanlı Devleti lehine antlaşma metnini hazırlayan Vahid Efendi buna muvaffak olmuştur. Antlaşmanın en önemli kazanımı Boğazların yabancı devletlerin gemilerine kapatılmasının devletler arası anlamda ilk defa kabul edilmiş olmasıdır. Vahid Efendi daha sonra buna dair bir de risale yazmıştır. Bundan sonra taltifen H. Cemâziye'l-evvel 1224 / M. Haziran 1809 “ Rikâb-ı Humayun Reis’ül-küttâbı (Dışişleri Bakanlığı Müşteşarı) oldu.
Reis’ül-küttâblık’tan azledildikten sonra Kütahya’da iki seneye yakın (1809–1811) kalan Vahid Efendi, buradaki çok sayıda talebe ve hocanın kitap sıkıntısı çektiğini görünce bir kütüphane tesisine karar verir ve kendisinde bulunan 900 civarında kitabı bağışlayarak , kütüphaneyi H. 9 Ramazân 1226 / M. 27 Eylül 1811 tarihinde halkın istifadesine açar. H. 19 Zilkaʻde 1226 / M. 5 Aralık 1811 tarihli vakfiyesini de bizzat kendi eliyle hazırlar. Bu kütüphane II. Mahmud döneminde kurulan kütüphaneler arasında en önemlilerindendir.
Vahid Efendi , affedilmesinden sonra İstanbul’a çağrılarak 1812’de “Tophane Nazırlığı”na getirildi, bir yıl sonra H. Şevvâl 1227 / M. Kasım-1812 tarihinde “Tersane-i Amire Eminliği” ne tayin edildi. Mehmed Emin Vahid Efendi, H. 17 Receb 1228 / M. 16 Temmuz 1813’te Antalya yöresi ayânı Tekeli İbrahim’in idam tarihinden sonra adamlarını yakalamak ve mirasını müsadere etmek üzere görevlendirildi. Bu arada kendisine H. 4 Ramazân 1229 / M. 20 Eylül 1814 tarihinde “ Vezirlik “ rütbesi verilerek, Teke ve Hamid (Isparta ve Burdur) Sancakları Mutasarrıflığı tevdi edilmiştir. Böylece Mehmed Emin Vahid Efendi aynı zamanda “Paşa” unvanını da almıştır. Teke bölgesinin düzene konulmasını müteakip civar bölgelerde zulme devam eden yerel ayan Hacı Osmanoğulları’nı da bertaraf etmiştir.
H. 29 Şevvâl 1231 / M. 22 Eylül 1816 tarihinde Hanya ve Resmo (Girit Adası) Muhafızlığı’na getirildi. Bölgede zuhur eden Rum eşkıyaları bertaraf eden Paşa, Hanya Kalesi’nin tamiratını da tamamladı. Burada Vahid Paşa üretilen zeytinyağlarının başka yerlere gönderilmemesi, tamamının İstanbul’a gönderilmesini ahaliden isteyince , halk ayaklanarak Paşa’nın sarayını basmış ve kendisini de esir almıştır. Bu olaylar üzerine Paşa’nın Vezirliği elinden alınarak H. 29 Zilhicce 1235 / M. 7 Ekim 1820 tarihinde İstanköy Adası’na gönderildi. olmuştu. Ali Paşa’yı tedible görevli Hurşid Paşa89 yola çıkmış ve Ali Paşa’yı Yanya Kalesi’ne sıkıştırmıştı. Bu sırada Mora’da Rum İsyanının başlaması üzerine Vahid Paşa H. Rebîʻü’l-evvel 1236 / M. Aralık 1820’de Sakız Adası Muhafızlığına tayinle Vezirlik rütbesi kendisine iade edildi. Diğer adalardan gelen isyancıların kışkırtmaları neticesinde Sakız’da da isyan başlamıştı.Mora’da asîlere destek veren Fransa, Sakız’da Mehmed Emin Vahid Paşa’ya yardım teklifinde bulunmuştu. Paşa ise Fransa elçiliği sırasındaki tecrübelerine dayanarak “her şeyimiz mükemmeldir” diyerek Fransa’nın yardım teklifini kabul etmemiştir.
Zamanında tedbirlerini alan Mehmed Emin Vahid Paşa, irili ufaklı 130 gemiyle 6.000’e yakın Rum isyancının adayı basarak kaleyi kuşatması üzerine adadaki Müslümanları iç kaleye aldı ve 23 Mart -11 Nisan arasında 19 gün süren şiddetli çatışmalar sonucu , şahsi gayretleri ve Kaptan-ı Derya Nasuhzâde Ali Paşa’nın yardımlarıyla isyan bastırıldı. Vahid Paşa isyana destek veren adanın Rum Metropoliti ve asilerin elebaşlarını idam ettirdi. (H. 21 Receb 1237/M. 13 Nisan 1822 ) Nihayetinde Sakız’ın havasıyla uyum sağlayamama gerekçesiyle, H. 19 Şevvâl 1237 / M. 9 Temmuz 1822 tarihli bir yazıyla, Anadolu’da başka bir yere naklini talep ederek Sakız’dan ayrıldı.
Mehmed Emin Vahid Paşa bundan sonra H. 1237-1239 /Temmuz 1822- Mayıs 1824 tarihleri arasında İzmir/Çeşme, Urla ve Afyonkarahisar’da ikâmet etmiş , ikinci defa Sadrâzam olan Gâlip Mehmet Paşa, Vahid Paşa’yı takdir ve taltif ederek, vezirliği tekrar verilerek Halep Vâliliği’ne atanmıştır (H. 27 Ramazân 1239 / M. 26 Mayıs 1824) Vahid Paşa, 2 Yıllık başarılı geçen Halep Vâliliği esnasında bölgenin idâri ve m â li yapısını düzene koymuş , başta Hacı Ömeroğlu Veli adlı asi başta olmak üzere diğer asilerin isyanlarını bastırarak asayişi sağlamıştır.
Sadrâzam Galip Mehmed Paşa’nın görevinden ayrılmasıyla , Vahid Paşa’da aleyhinde “görevinde rehâvete kapıldığı” iddiaları sonrası Vezirliği üçüncü defa alınarak önce Konya’ya oradan Bursa’ya gönderildi. Kısa süre sonra Vezirliği dördüncü defa geri verilerek Çanakkale civarında “ Eski İstanbul Mevkii Boğazı muhafızı “ oldu. Vahid Paşa iki yıla yakın Çanakkale’de görev yaptıktan sonra “Bosna Vâliliği “ne tayin olundu ise de son görev yerine gidemeden H. 2 Safer 1244/M. 14 Ağustos 1828 tarihinde vefat etti. Kabri, Çanakkale’nin Ezine İlçesi’nin Geyikli Köyü’ndedir .
Mehmed Emin Vahid Paşa’nın mücevher ve sair eşyasından başka 12 yük kuruş nakit parasının Bursa’daki validesi Mahperi Hanım nezdinde bulunduğu tespit edilmiş ve bu malı, yaşamlarını sürdürmeleri için Paşa’nın validesi ve iki zevcesine bırakılmıştır.
Şahsiyet olarak dirayetli ,hüner ve m â rifet sahibi , şâir, ilim sahibi bir zât olarak anlatılır, bununla beraber fazla gururlu, bencil ve biraz da cimri olarak da bilinmektedir. Sürekli yer değiştirmek farklı görevlerde geçen 21 yıllık (19 yılı Vezâret) devlet hizmeti olmuştur.
YAZILI ESERLERİ:
Mehmet Emin Vahid Paşa, devlet adamlığının yanı sıra önemli eserler vermiş bir edebiyat adamıdır. Yazılı eserleri şunlardır:
1- Sefâretnâme-i Fransa (Vp. No: 830)
2- Minhâcü’r-Rumât (Vp. No: 823)
3- Şerh-i Kasîde-i Dimyâtiyye (Mirkât-ı Münâcaât) [Çeviri] (Vp. No: 1161)
4- Târih-i Vakʻa-i Cezîre-i Sakız (Vp. No: 838)
5- Risâle-i Vahid Efendi (İngiltere Musâlahası Takrîri) (Vp. No: 832)
6- Avrupa ahvâline ait risâle (Hicri Bin ikiyüz yirmialtı’da İcmâl-i Ahvâl-i Avrupa) (Vp. No: 833)
KÜTAHYA VAHİD PAŞA KÜTÜPHANESİ VAKFİYENAMESİ
Yazılış Tarihi : 19 Zilkâde 1226 Hicri (5 Aralık 1811-Miladi) -İstanbul
Yazı türü : Nesih
Hattatı : İbrahim Vehbi Efendi
Vakfın Adı : Kütahya Vahid Paşa Kütübhanesi Vakfiyesi
Azamet-i Kibriyâ sahibi olan Allah ‘a sonsuz hâmd ve şükürden sonra , Resûlü hidâyet vasıtasıyla gönderdiği Kütüb-i Kayyime-i Kur’ ân ile insanı, yaratılan bütün varlıklar arasında hitâbına mazhâr ederek üstün kılmıştır.O’nun son peygamberi olan Hazret-i Muhammed Mustafa (SAV) ya sayısız salât ve selâm olsun. Din-i İslâm yolunda her biri birer yıldız olan ve ahlakta ulaşılabilecek en üst mertebelere ulaşmış faziletli Sahabe-i Kirâm’a , Ulemâ-i Ümmet’e de selâm olsun.
Bundan sonra; bu vakfın kurulmasını sağlayan eski Reisü’l Küttâb ve halâ Tophâne Amiri olan faziletli ve takvâ sahibi Ali Ağa’nın torunu, Osman Efendi’nin oğlu Seyyid Mehmed Vâhid Efendi, sahip olduğu malların en iyisi ,en kıymetlilerinden vakfedeceğini niyyet edip ,İstanbul’da merhûm Abdullah Efendi’nin oğlu Mevlâna Mehmed Tâhir Efendi’nin evine giderek ,Vakfiyenâmede ismi geçen diğer zevâtın huzurunda Vakfın mütevellisini tayin ederek, Divân-ı Hümayun Hacegânlarından merhum Muhammed Emin Efendi’nin oğlu Sünbülzâde Seyyid Abdulbâki Efendi’nin huzurlarında bu vakfı tescil ettirmiştir.
Kütahya’da vazife yaptığım dönemde talebelerin ve ulemânın ihtiyaç duydukları kitapları bulamadıklarından son derece sıkıntı çektiklerini yakinen müşâhede ettim. Bunun için bir kütübhane kurmaya niyet ettim. Merhum Sultan Yıldırım Bayezid Han Câmii (Kütahya Ulu Câmii) şeriflerinin orta kapısının solundaki kubbelerden birini ,Seyyid Muhammed Zeki Efendi’nin izni ile senelik yirmi akçe karşılığında kütübhane olarak kullanmak üzere inşâ ettim.
Kütübhaneye vakfettiğim kitaplarımın ve kütübhanede hizmetlerin daim yapılması için ; malımdan 12 “ Esedî Kuruş “ ve Kütahya’ya bağlı Gümüş Nahiyesi, Enne karyesi (köyü) toprağında Kar deresinde bir Su değirmeni vakfettim.
Vakfın senelik geliri 1440 Kuruştan ; tayin ettiğim Kütübhaneciye günlük 60’ar akçe ücret verilecek. Vakfın şartları gereği güvenilir, doğru ve mütedeyyin olmak üzere ulemâ’dan iki kişinin beldedeki diğer ulemaların onayından sonra vazife yapmaları sağlanacaktır. Bunlar Cumâ günü hariç haftanın diğer günlerinde güneşin doğuşundan akşam batışına kadar kütübhaneyi açık tutmaları , gelen talebeye ve kişilere yardımcı olmaları ve kütübhane şartlarına harfiyyen uymaları gerekmektedir. Bu şartlara uymayarak kitablardan istifadeye mâni olanları dünya ve ahirette cezasını bulmak üzere Râbb’ûl âlemînin kahr-u adâletine havale ediyorum.
Vazifeli Efendilerden birisi Allahın emriyle vefat ettiği takdirde, geride kalan hizmetini yerine getirecek salîh ve takvâ sahibi bir çocuğu var ise görevin ona verilmesi, yok ise veya olan evladı bu işe ehil değilse kesinlikle verilmesin. Bu görev Beldenin Müftüsü ,müderrisi ve diğer ulemâsının gözetiminde , daha sonra Şeyhülislâmın onayı ile ehil birine verilsin.
Bu şartlara uymayan biri görevi alır ise buna asla berât (izin belgesi) verilmesin.Her sene Muharrem ayının başında beldenin hâkimi ,müftüsü ve bütün ulemâsının huzurunda kütübhanemdeki bütün kitaplarımın dökümünü bir defter halinde tutsunlar.
Bu defter hâkimin onayından sonra Vakfın Mütevellisi (sorumlusu) tarafından Anadolu Muhasebesi Kaleminde (Anadolu Defterdarlığı) korunmak üzere gönderilsin.Eğer ki sayılan kitaplardan eksik çıkar ise ,kitabın aynısı görevliden tanzim edilerek o kitap yerine konsun.Bu mes’uliyetinden dolayı Kütahya Hâkimi’ne her sene 1200 akçe verilsin.Yıldırım Bayezid Han Camiinde ; Fıkıh ve ve Hadis dersleri okutmak üzere bir âlim 30 akçe günlük ücret karşılığında görevlendirilsin.Müezzin başı, 10 akçe karşılığında ,ben hayatta iken sağlık ve afiyetim için vefatım- dan sonra benim ve valideynimin ruhu içün Cemaâti Müslimîn den birer Fâtiha-i Şerif okumalarını ricâ etsin.
Kütübhanemin temizliği için Kayyim başı’lara günlük 6’şar akçe , kütübhanemin diğer hizmetleri için günlük 30 akçe ve idaresi için de günlük 10 akçe verilsin.
Vakfın İdaresinden temizliğine ve tamirine kadar yapılan harcamalardan sonra kalanıyla Vakfın mütevellisi beldenin ilmi heyetinin uygun görüşü ile kütüphaneye kitap alsın.Vefatımdan sonra gelen neslimin çocukları kız ve erkek hepsi, koymuş olduğum bu şartlara uymak zorundadır.
Bütün bu işlerden sonra ; Kütahya’da bulunan âlimlerden en bilgili ve en lâyık olanına bu vazifeler verilerek devamı sağlana.
Eğer bundan geri dönülür ise vakfın tamamını Seyyid Abdulbâki Efendi’nin üzerine alacağını ve vakfın şartlarına uygun olarak Hazret-i İmâm-ı Azâm Ebu Hanife Efendimizin mezheblerinde , Hazret-i Yûsuf İmâmi’s-sâni İmâm-ı sâlis Muhammed bin Hasan eş-Şeybâni ve İmâm Abdullah el-Ensâri hazerâtının indinde müctehidînin görüşleri ile tasarruf edeceğini bildirmiştir.
Bu Vakfın kurulmasında ve geri dönülmeyeceği hususunda ittifak eden ve bütün şartlara nezaret eden şahidlerin huzurunda ,evvela vakfın sıhhat ve cevâzına ve ikinci olarak lüzûmuna , 1226 Senesi Zilkâde ayının 19. gününde câri-i şeriâta uygun olarak karar verildi.
● Ricâl-i Devlet-i âlîye’den (Yüksek Devlet Görevlisi) ● Ricâl-i Devlet-i âlîye’den (Yüksek Devlet Görevlisi)
Sa’âdetlû İrfanzâde Muhammed Arif Efendi İsmetlû Sultân-ı Aliyetü’ş-şân Kethüdası
Sa’âdetlû es-Seyyid Mustafa Nazif Efendi
● Hâcegân-ı Divân-ı Hümâyûn’dan (Divan-ı Humayun hocalarından)
Mektûb-i Hazreti-i Sadr-ı âli Hulefâsından (Sadrazam özel kalem görevlilerinden)
İzzetlû es-Seyyid Muhammed Arif Efendi
● Hâcegân-ı Divân-ı Hümâyûn’dan (Divan-ı Humayun hocalarından)
Kethüda Kalemi Hulefâsından (Sadrazamlık Kethüda dairesi görevlilerinden)
Muhammed Arif Efendi
● Eşrâf-ı Kuzât’tan (Hakimlerin ileri gelenlerinden) ● İmam es-Seyyid İsmail Efendi İbn-i es-Seyyid
Muhammed Said Efendi İbn-i Pir Osman Ömer Efendi
● Muhammed Eşref İbn-i Abdullah Efendi
KÜTÜPHANEMİZİN DİĞER FAALİYETLERİ
Çalışmalarını Kütüphanemiz Salonlarında yapan Kütahya Din Görevlileri Tasavvuf Musikisi Korosu Konseri
Kütüphanemizde Düzenlenen Ücretsiz Osmanlıca - Erkek Grubu Kursundan Bir Görüntü
2015 Yılından İtibaren Kütüphanemizde Ünlü Hattat Mahmud Şahin’in Hocalığında Düzenlenen Hüsn-i Hat Kursları
224 Kişilik Konferans Salonumuz
Dijital Kopya Tarama ve Araştırma
Konferans Salonumuzda Düzenlenen Okullar Arası Bilgi ve Osmanlıca Türkçesi Yarışmalarından Görüntüler
Kütüphanemizde Düzenlenen Ücretsiz Osmanlıca - Kadın Grubu Kursundan Bir Görüntü
Kütüphanemizde Muhtelif Tarihlerde Gerçekleştirilen Panel, Seminer vb. Etkinliklerden Görüntüler
Kütüphanemiz Giriş Katı ve Güvenlik Bankosu
ESERLERİMİZDEN NADİR MURASSA CİLT ÖRNEKLERİ
EL YAZMA ESERLERİMİZDEN ALTUN VARAK NADİR TEZHİP ÖRNEKLERİ